PANDEMİ FIRTINASI ÇİFTÇİYİ DE VURUYOR
2020 yılının mart ayından itibaren ülkemizde cereyan eden pandemi salgını, etkilerini yalnızca sağlık alanında göstermemiş, gıda tarım ve hayvancılık alanında da üretimin hızını kesen büyük bir kasis görevi görmüştür. Üreticilerin faaliyetleri üzerinde meydana gelen büyük değişikler ile üretimin işlerinin hangi yollar ile icra edildiğini sizlerin bilgisine sunma gayretine düştük…
Salgının başından itibaren artma eğilimi gösteren vaka sayıları, karantina sürecini beraberinde getirdi. Bu süreç bazen yalnızca hafta sonlarını kapsasa da bazen 2-3 haftalık bir periyot halinde kısıtlamalar gündemimizde yer aldı. Peki bu süre zarfında üretim alanlarının gırtlağına yapışan olumsuzluklar neydi? Kapanma sürecine giren bir hayvancılık uğraşçısı, karantina saatlerine denk gelen vakitlerde kesim faaliyetlerini icra edemediğinden marketlere temin edilen kırmızı et, tavuk miktarlarında önemli ölçüde azalmalar ortaya çıktı. Kesim faaliyetleriyle uğraşan bazı üreticiler, giderlerini karşılayamadığından ötürü kendi tesisini kapatma yoluna gitti ve bunun bir zincir halinde birçok üreticinin yaptığı düşünülürse önemli ölçüde üretim noksanlığı ortaya çıkmış oldu. Eh, tabi… Bir malın miktarı ne kadar azalırsa fiyatı da o oranla artacağından hareketle üretimde oluşan azalmalar fiyatları da tavana vurdu. Bu sayede tüketicilerin kırmızı et ve tavuk üzerinde ilgisi ekonomik açıdan mecburen zayıfladı.
Elbette bu süre zarfından en küçük sıyrıklarla kurtulmanın yolları araştırıldı ve nihayetinde bazı üreticilerin kendi önlemlerini de aldığı görüldü. Üreticilerin devlet otoritesinden istediği en önemli husus ilginçtir ki ekonomik yardım ve teşvikler değil karantina süreçlerine tabi olmamak gibi bir serbestiydi. Üreticinin bu taleplerine hızla cevap verildi ve tarlası, hayvanları vb uğraş alanlarına haiz olan vatandaşların kapanma saatlerinde veyahut günlerinde herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayacağı kararlaştırıldı. Bu süreç devam ederken devlet otoritesinin acil müdahalelerle bazı üreticileri desteklediği de görüldü. Özellikle mevsimlik işçi çalıştıran bazı üreticiler için işçilerinin konaklayabileceği alanlar devlet tarafından tesis edildi.
Sağlık alanında uğranılan hezeyanlara müteakip tarım ve hayvancılık alanında da bu sorunların yansımalar halinde yaşanılması göz korkutucu olsa da ilerleyen süreçle beraber daha toparlayıcı adımlar atılabileceğinin umudunu ekmekteyiz… Umarız ki ektiğimiz umutlarımız hayal ettiğimiz gibi yeşerir çiçeklenir…
2020 yılının mart ayından itibaren ülkemizde cereyan eden pandemi salgını, etkilerini yalnızca sağlık alanında göstermemiş, gıda tarım ve hayvancılık alanında da üretimin hızını kesen büyük bir kasis görevi görmüştür. Üreticilerin faaliyetleri üzerinde meydana gelen büyük değişikler ile üretimin işlerinin hangi yollar ile icra edildiğini sizlerin bilgisine sunma gayretine düştük…
Salgının başından itibaren artma eğilimi gösteren vaka sayıları, karantina sürecini beraberinde getirdi. Bu süreç bazen yalnızca hafta sonlarını kapsasa da bazen 2-3 haftalık bir periyot halinde kısıtlamalar gündemimizde yer aldı. Peki bu süre zarfında üretim alanlarının gırtlağına yapışan olumsuzluklar neydi? Kapanma sürecine giren bir hayvancılık uğraşçısı, karantina saatlerine denk gelen vakitlerde kesim faaliyetlerini icra edemediğinden marketlere temin edilen kırmızı et, tavuk miktarlarında önemli ölçüde azalmalar ortaya çıktı. Kesim faaliyetleriyle uğraşan bazı üreticiler, giderlerini karşılayamadığından ötürü kendi tesisini kapatma yoluna gitti ve bunun bir zincir halinde birçok üreticinin yaptığı düşünülürse önemli ölçüde üretim noksanlığı ortaya çıkmış oldu. Eh, tabi… Bir malın miktarı ne kadar azalırsa fiyatı da o oranla artacağından hareketle üretimde oluşan azalmalar fiyatları da tavana vurdu. Bu sayede tüketicilerin kırmızı et ve tavuk üzerinde ilgisi ekonomik açıdan mecburen zayıfladı.
Elbette bu süre zarfından en küçük sıyrıklarla kurtulmanın yolları araştırıldı ve nihayetinde bazı üreticilerin kendi önlemlerini de aldığı görüldü. Üreticilerin devlet otoritesinden istediği en önemli husus ilginçtir ki ekonomik yardım ve teşvikler değil karantina süreçlerine tabi olmamak gibi bir serbestiydi. Üreticinin bu taleplerine hızla cevap verildi ve tarlası, hayvanları vb uğraş alanlarına haiz olan vatandaşların kapanma saatlerinde veyahut günlerinde herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayacağı kararlaştırıldı. Bu süreç devam ederken devlet otoritesinin acil müdahalelerle bazı üreticileri desteklediği de görüldü. Özellikle mevsimlik işçi çalıştıran bazı üreticiler için işçilerinin konaklayabileceği alanlar devlet tarafından tesis edildi.
Sağlık alanında uğranılan hezeyanlara müteakip tarım ve hayvancılık alanında da bu sorunların yansımalar halinde yaşanılması göz korkutucu olsa da ilerleyen süreçle beraber daha toparlayıcı adımlar atılabileceğinin umudunu ekmekteyiz… Umarız ki ektiğimiz umutlarımız hayal ettiğimiz gibi yeşerir çiçeklenir…